Trabzon'un Maçka ilçesinde yer alan Sümela Manastırı’nın tam olarak yapım tarihi bilinmese de M.S. 365-395 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Aynı gece iki rahip rüyalarında, Sümela Manastırı’nın bulunduğu yerde Hz. İsa ve Hz. Meryem'i görmüş ve gördükleri yere manastırı inşa etmişlerdir. Sümela Manastırı, mimarisi ve muhteşem manzarasıyla Trabzon'da mutlaka görülmesi gereken turistik bir yer.
Trabzon Kalesi, Trabzon merkezinde, şehrin en yüksek kesimindeki kale, Trabzon’da günümüze en iyi durumda ulaşabilen eserlerin başında gelmektedir. Deniz kıyısından başlayarak şehrin arkasındaki tepelere kadar uzanan Trabzon kalesi, Bizans Çağı’na ait eski temeller üzerinde yükselmiştir. Yukarı Hisar, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç ayrı bölümden meydana gelen kale, eski anıtlardan toplanan taşlardan yapılmıştır. Ne var ki yüzyılımızın başlarında aynı kalenin taşları bu kez yeni binaların yapımında kullanılmıştır. Yukarı Hisar’ın 300 m Kuzeyindeki tiyatrodan ise hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır.
Evliya Çelebi bu kaleden şöyle söz etmiştir: 'Dağ tarafında cehennem kuyusuna benzer bir derin hendeği vardır ki yetmiş yedi adam girer. Safi kesme kayadır. İçinde camii, muhafazacı evleri, mahzenleri, cebehâneleri vardır'.
Yukarı Hisar, iç kalenin koruyucusu olup, aynı zamanda akropol görevini üstlenmiştir. MÖ 2000 yıllarında ilk kalenin yapıldığı sanılmaktadır.
Vazelon Manastırı’nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de M.S. 270 yılında kurularak İncil'deki Vaftizci Yahya Peygamber'e adandığı söylenmektedir. Bölgenin en eski manastırı olma özelliğini taşıyan Vazelon Manastırı Trabzon'un önde gelen tarihi ve turistik yerlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Uzungöl, heyelan sonucu dere yatağının tabii baraj şeklinde kapanması sonucu oluşmuştur. Sık ormanları ve doğal güzelliğiyle turistler açısından oldukça cezbedici bir yerdir. Doğaseverler için burada doğa yürüyüşü, bisiklet turları yapma imkanı da bulunmaktadır.
1250-1260 yılları arasında, Trabzon imparatorluğunun Komnenos Ailesinden Kral I. Manuel tarafından kilise olarak yaptırılmıştır. Daha sonraki yıllarda hastane ve cami olarak kullanılan kilise, restorasyon çalışmaları sonucu günümüzde müze olarak kullanılmakta ve Trabzon'un en çok ziyaret edilen noktalarından biri olarak yer almaktadır.
Manastır 752 yılında 250 metrelik bir kayanın üzerine inşaa edilmiştir. Temiz havası ve eşsiz manzarasıyla Trabzon'a gelen turistlerin oldukça yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biridir.
Dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak da kabul edilen mağaranın içinden küçük bir dere akmakta olup, mağaranın üzerinde tarihi bir kale bulunmaktadır.Mağaranın Yeri Çal Mağarası Trabzon İli Düzköy İlçesi’nin 5km. güneybatısında denizden1050m. Yüksekte Çal köy Beldesi içerisinde yer almaktadır. Mağara girişi, Çal köy’ünden Çayırbağı Beldesi’ne giden stabilize yolun 1.km’sinden Kulaklık deresi üzerinde bulunmaktadır. Mağaranın Şekli Çal Mağarası bir yer altı su kanalıdır. Mağaranın girişi, geniş olmakla birlikte içerisindeki genişlik sürekli değişmektedir. Tavan yükseklikleri kırık sistemlerine bağlı olarak büyük değişkenlik göstermektedir. Girişten sonra 200.m.’de iki kola ayrılmaktadır. Sola ayrılan kol yaklaşık 150 m. Uzunluktadır. Bu kolun sonundaki odada dolinden gelen suyun aktığı bir baca vardır. Sağ kolun ulaşılabilen kısmı yaklaşık 400 m.’dir. Bu kolun yaklaşık 60.m.sinde küçük bir göl ve çağlayan yer almaktadır.
Eğer uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasını ve Trabzon'u tepeden görmek istiyorsanız, mutlaka Boztepe'yi ziyaret etmelisiniz .Boztepe, muhteşem gün batımı manzarasıyla ve temiz havasıyla, turistler tarafından oldukça ilgi gören bir yer.
7. yüzyılda inşa edilmiş kilise Trabzon'da ayakta kalabilen en eski kiliselerdendir. Yapı, üç nefli ve üç apsisli bir bazilikadır ve yapının içerisinde fresk kalıntıları bulunmaktadır. Kilise şehrin önemli tarihi yapıları arasında yer almaktadır.
Trabzon Atatürk Köşkü, Soğuksu semtinde küçük bir çam korusu içinde yer alır. Yirminci yüzyılın hemen başında yaptırılmış 1923'den sonra hazineye kalmıştır. Atatürk 1934 ve 1937 yıllarındaki Trabzon ziyaretlerinde, bu köşkte konuk edilmiştir. O'nun ölümünden sonra Trabzon belediyesi tarafından o dönemde kullanılan eşyalarla dekore edilerek 'Atatürk Müzesi' olarak ziyarete açılmıştır.